KARARLAR

Ortanın altında geliri olan beş çocuklu bir ailenin son çocuğuyum.

O günkü şartlarda aile çocuğun karnını doyurmak dışında bir şey yapamıyor. Yaşamı devam ettirme derdinde. Tarlada, hayvan peşinde vb.Hastaysanız doktora götürülüyorsun. Yani asgari düzeyde ilgileniyor. Giyecekleriniz genellikle iki. Biri yıkanınca diğeri giyiliyor. Yani ebeveynler çalışıyor fakat sadece karın tokluğuna. Ne o günlerde ne sonra hiçbir derdimi sıkıntımı anlatıp paylaşmadım anne babamla. Sadece evleneceğim zaman birisi var, gerekeni yapalım dedik, yaptılar. Bir köy öğretmen lojmanınına eşimle bekar evi gibi evlendik. Ne bir eşya desteği, ne şu ne bu.. Babam ziyarete geldi evlendikten bir kaç ay sonra. Bir ihtiyacınız var mı diye sormadı.. Bir hediye! getirdi çarşıdan.. Lazım olurmuş.. Bir balta getirmişti.. Köyde yaşıyorsunuz diye..

Zaman aktı biz çalıştık, çok şükür maddi olarak zorlukları aştık, evladımız oldu, büyüttük. Evlendi.

Bunca desteksizlik çok yıpratıcı. Onun için evladımıza desteğe devam ediyoruz.

Sonra birileri akraba, aile bağından söz ediyor. Şaşıyorum. Benim böyle bir bağım yok.

O bağ emek olursa, iyi, kötü günde beraber olunursa oluyor. Sevgiyi saygıyı var eden emek, çaba, destek.. Bunlar yoksa aynı anadan babadan dünyaya gelmiş olmak sadece bir rastlantı.

Yaşam içinde kendi seçtiğiniz arkadaş, dost, gerçek ailenden daha yakın daha samimi olabiliyor.

Aile seçme şansınız yok. Fakat yaşamı baştan kurmak senin elinde. Tercihlerin ve seçimlerinle kendine bir huzur kalesi kuruyorsun. Ve oraya kimse girmesin istiyorsun.Ve hayır deme özgürlüğünü şahane kullanıyorsun. Bunun için kendi ayaklarının üzerinde durmak için elinden geleni yapmak, kimseden hiçbir şey gelmeyeceğini bilmek gerek..

E. Selki