Öğretmen & Öğrenci

Öğretmenin öğrencilerle iyi ilişkiler kurması öğrencilerin odaklanmasını artırır, çünkü eğer öğretmeninizi severseniz ona dikkatinizi verirsiniz.

Eğer öğrencilerinizle ilişkileriniz iyiyse, muhtemelen “öğrenmek istemiyorum” tutumuna sahip daha az öğrenciniz olacaktır.

Bir öğretmenle öğrenci arasındaki iyi ilişki, çocuğun özsaygısını destekler çünkü bu öğrenci, onu önemsediğinizi bilir ve kendisi hakkında iyi şeyler düşünür.

Öğrencilerinizle iyi ilişkileriniz, onlardan ne kadar saygı göreceğinizi belirler.

E S

Korku ve Öğrenme

Öğrencilerimizin en büyük korkusu ne matematik ne Türkçe ne de başka bir ders değildir. En büyük korkuları “öğrenemezsem” korkusudur. Öğrenemeyip arkadaşları arasında zorda kalmak, öğretmenine mahçup olmak, olması istenmez ama öğrenemediği için alay edilme korkusudur.

Öğrenememekte öğrenci dışında, öğretmenin de rolü vardır. Öğrencinin öğrenme sürecinde sabırlı olmaması, öğrencinin öğrenme şeklini tahlil etmemesi, uygun yöntemi bulamaması da etkilidir.

Bazen bir konuyu bilmek başkadır, öğretmek başkadır. “Seviyeye inerek” anlatmak gerekir.

Çocuklarımızın öğrenme yolculuğunda önünde koşarak değil, yanında, gerektiğinde elini tutarak yürümeliyiz.

Öğrenme korkularını ancak sabırlı ve anlayışla öğretmen giderebilir.

E.S

KALBE BAK

Bir çocuğun gözleri yaşam pusulasıdır.Bir yetişkinde benzer bir göz göremiyorsam uzak olmayı seçerim.

Bir insanı tanımak için bir başka yol “kalbe bakmak” tır. Nasıl bakarım bir insanın kalbine?

Bir çocuğa nasıl davrandığına bakarım öncelikle.. Ona şefkat gösteriyor mu? Hatalarında nasil davranıyor?

Çocuk güçsüzdür çünkü. Gücü elinde bulunduran yetişkin çocuğa nasıl davranıyorsa hayat içinde de öyle davranır. Trafikte, markette, sporda, akla gelen her yerde.

Kalbi görünce başka bir şeye bakmam. Ne giymiş, ne yemiş, ne okumuş umursamam. Bunların hiçbiri önemli değil benim için.. Yani, aynası yaptıklarıdır kişinin.. Herkes kriz çözemeyebilir, zeki olmayabilir. Üst düzey okullarda okumamış olabilir İyi giyinemeyebilir.Hatalarda yapabilir. Fakat “güzel insan” olabilir.

İşte bu yüzden kalbe bakmak gerekir..

Bize güzel insan gerek.

E S

Duygu Geçişi

Bir insanın bir konudaki duygusu yoğun gerçek ve samimi ise karşıdakine geçer.. Hatta bu duygular yeterince güçlüyse kendinden sonraki nesle, çocuğuna da geçer.

Bazı toplum kesimlerinde müzik yeteneğinin geçişi, duygusal bireylerin çocuklarının da duygusallığı buna örnektir.

E. SELKİ

SADAKA

İşyerine fazladan yiyecek götürüp paylaşma, alış verişte ihtiyacı olana sıra verme, trafikte yol verme, gülümseme, arkadaşına çay ısmarlama, okuduğun bilgiyi paylaşmanın, marketten iki çikolata alıp birini bir çocuğa vermek te sadaka değil mi?

Her gün bunlardan biri yapılamaz mı?

ÖĞRENME & SABIR

Bir öğrenci çıkarımda bulunmadan, olabilirlik ile yorumda bulunarak, çıkarım yaparak öğrenemiyorsa, sadece öğretilen gösterileni yapıyorsa endişeleniyorum. Hep böyle olursa yaşam boyu tüm öğrenmelerde başkasına bağımlı olur mu diye düşünüyorum. Bir gerçeklikten bir veriden anlam çıkarmadan bu konu ile başka konular arasında bağ kuramayıp yeni öğrenmelere kendiliğinden sıçrama yapamayan çocuklar için korku oluyor içimde.Bunun bir nedeni yok. Rahatsızlık değil, hastalık değil, yaratılış faktörleri olduğu kadar, zorluk görmemeleri, ihtiyacı olduğunda her ihtiyacının yetişkinler tarafından giderilen deyim yerindeyse arkası toplanan, el bebe gül bebe büyütülmelerinin ve eğitimde kendilerine gereğinden fazla tolerans gösterilmesinin payı olduğunu düşünüyorum.

Fakat aynı çocukların etrafındakilere karşı bir o kadar acımasız olduklarını görebiliyorsun. Bu belki de bir savunma mekanizması..

Sessiz ve soğukkanlı bir şekilde biriktirip günü gelince kullanmayı düşünüyorlar acaba.. 😁

Yine de ağır ve yavaş oluşları ile yaşamına girecek her bireyin vaktinden, dayanma gücünden alarak belki de yaşam eksiklerini de tamamlarlar diye düşünüyorum ve bu beni korkutuyor.

Özel yaşamında sabırsız , tezcanlı olan ben, mesleğimde bunu kullanamıyorum.

Sabırla ve sukunetle yavaş öğrencilerime zaman tanıyorum gerektiğinde diğer öğrencilerimin oflayıp puflamalarına aldırmadan. Onların da yaşamlarında böyle yakını, tanıdığı hatta çocuğu bile olabileceğini düşünerek sabra yöneltiyorum.

Korksak ta, sıkılsa ta bu durumda olan insanı, öğrenciyi feda edemeyiz.

Bizlere bu şans yeterince verilmedi. İşte ben göremediğim öğretmenlik için öğretmenim..

Kaybedecek tek bir can olmadığını düşünüyorum , birbirimizi tamamlamak zorundayız. Başka türlü yaşam yapbozu tamamlanmıyor. Her rengin farklı bir yararı yaşama katkısı olduğunu düşünerek, sabırla birbirimize destek olarak bu yolu yürümek zorundayız.

E. S

BABA

Bir insan kişiliği ile baba olmak arasında nasıl bir ilişki vardır bilemiyorum. İyi olarak değerlendirilebilecek ortalama bir insan nasıl bir baba duygusu var ediyor olabilir?

Sadece yaptıklarınız ve yapmadıklarınızla mı ölçü vardır?Başkaları ile olan iletişiminiz, yürüyüşümüz problem çözme yönteminiz, ailenizle olan ilişkileriniz de babalığa dahil midir?

Bence evet..

Sadece çocuğunuza imkanlar sunmanız, ya da sunmamanız değil baba olmak.

Çocuğunuz dışındaki yaşamınız da onu etkileyen durum.. Yani bu da babalığa dahil.

Ben şunu şunu iyi yaptım demek yetmiyor.

Kusursuzluk ve iyi bir babayım deme gibi bir şansımız yok.

Sizin hangi duyguları geçirdiğinizle ilgili. Çocuğunuzla ilgili olmayan herhangi bir ilişkideki sözünüz, davranışınız, jestiniz mimiğiniz bile çocuk üzerinde “baba” figürünü etkileyen unsurlar olabiliyor..

Diğer ilişkilerde olduğu gibi saygı dışında da beklenti olamaz.

Saygının zorunlu, diğer duyguları, içsel geçişken duyguları akışına bırakmanın en doğru yol olduğunu düşünüyorum.. “İyi baba” olma çabası içindeki tüm insanlara saygı ile

E.S

Şubat /Yer gök mavi/İnebolu

Mavi Huydur Bende….

Hayat hiç mavi yerinden vurmadı..çünkü ben maviyi beyazı koruyan masumiyet olarak tanırım,karanlığı görünür kılan bir renktir mavi,öyle bilirim..sürükleyendir,bitmeyendir… mavi olarak anlatmalıyım herşeyi…
kaldırın başınızı gökyüzüne,görmek istediğinizi değil gördüğünüzü söyleyin bana! yaşamın ta kendisidir mavi..belkide sadece bu yüzden ölmeye değil..yaşamaya mahkum
edilmiştir..
maviyi soruyordun, gözlerimden yüzüme yayılan maviyi mi
bir renk değildir mavi huydur bende
ve benim yetinmezliğimdir
ve herkesin yetinmezliğidir belki
denecektir ki bir süre
ve denenecektir
bir akşamüstünü düşünmek bir akşamüstünü düşünmekten başka nedir ki
gönül gözü görendedir,derinler mavidir…”

 

E. Cansever