Beyzbol şapkalı bir kemancı, sabah işe gidiş saatinde Washington metro istasyonunda Bach’tan parçalar çalıyordu.
Bahşiş toplamak için, yere, hemen önüne kemanının kılıfını açmıştı, 45 dakika boyunca altı klasik eser seslendirdi.
Önünden 1097 kişi geçti.
Sadece yedi kişi durakladı, onlar da sadece birer dakika filan, şöyle üstünkörü dinleyip, gittiler.
Bahşiş için yere serdiği keman kılıfının içinde üç beş sentlerle anca 32 dolar birikmişti.
Paraları topladı, cebine koydu, kemanını kılıfına yerleştirdi, merdivenlerden sokağa çıktı, ilk gördüğü taksiye bindi.
Washington’ın en ünlü konser salonuna gitti.
Sahneye çıktı.
Biletlerin en ucuzu 100 dolardı ama, devasa salon tıklım tıklım doluydu.
Çünkü o kemancı, Grammy ödüllü Joshua Bell’di.
Kılıfına üç beş sent atılan kemanı ise, 300 senelik, 3.5 milyon dolar değerinde Stradivarius’tu.
★
Algı, işte böyle bir şeydir.
Alıntı